20 Mart 2012 Salı

Diyorum ki ; kor-ku-yo-rum ..!





     Hep korktum bir şeylerden. En çok da kaybetmekten...

     Yalnız kalmaktan , başarısız olmaktan , yanlış anlaşılmaktan...

     Oysaki insan tüm bunlara da ihtiyaç duyuyormuş. Hem eldekinin kıymetini anlamak için hem de tüm bu olumsuzluklarla başa çıkabilmeyi öğrenmek için...

     İnsanın hep güzele meyletmesinin sebebi ; Enel - Hak'ta ruhlarımız yaratıldığında Allah'tan olan "Nur"un ruhlarımıza yansımasıymış... En Güzel'in Nur'undan , yaratılmışların en güzeline ne yüce bir hediye...

     Hiç kazanamamış olanla ; kazanıp yitirmiş olan arasında hiç fark var mıdır sence ? Nihayetinde ikisinin de elinde olan aynı şeydir ; yani hiçbir şey...

     Ya sen..? Hangisi olmayı seçerdin..? Hiç kazanamayıp gittiğinde de üzülmeyeceğin bir durumda olmayı mı yoksa sonunda kaybetmiş olsan da bir zamanlar sana verdiği mutluluğu yada hazzı yaşamış olmayı mı?

     En Güzel'in peşinden gidiyorum ben , yaratılış şeklimizden dolayı... Cesaret edip , sonunda kaybedecek dahi olsam cazibesine kapılmayı ve nihayetli bile olsa onun toprağında ayak izlerimi bırakmayı istiyorum.

     Yüreğinin aydınlığını dışa vuran , ışığını sızdıran çatlaklardan dünyasına girdim , evrenini gördüm ve ayak izlerimi bıraktım. Orta yerde öylece durup bakınıyorum...

     Ve ben yine korkuyorum... En çok korktuğumdan , yani kaybetmekten... Kendime çareler arıyorum , yollar düşünüyorum...

     Ruhumun o güzel yüreğe meyletmesi yaratılışımdan... Ve yaratıldığı zamandaki nurunu , ışığını koruyan başka bir ruhun cezbine kapılması da bundan...

     Yavaş , ağır ve sessizce yürümek istiyorum her yolu aydınlığa çıkan yollarında... Hiçbir detayı atlamadan ve hakkını vererek bilmek istiyorum kendi ellerinle kurduğun dünyanı...

     O kadar güzel ki , şimdiye kadar hayalini kurduğum ve kendi dünyamda yaşamasına izin verdiğim güzellikleri bile kıskandırır. Kendi nazarımdan ilk defa korkuyorum..! ve bakmaya kıyamıyorum... Gördüğün gibi hep korkuyorum..!

     Yaşanacak ne varsa hepsini ağır ağır , söylenecek ne varsa hepsini sessiz , gizli ve yavaş yavaş... Yaşamak istiyorum... Seni çabucak bilmek ve öğrenmek istemiyorum... Bitmesin istiyorum... Paylaşacaklarımız sonsuza kadar sürsün hatta ömrümüzün nihayete ereceği son demlerinde dahi senden yeni bir şey daha duymak istiyorum...

     Sormuyorum merak ettiklerimi , sanıyorum ki zamanı geldiğinde sen zaten paylaşırsın. Hatta kendimce bir oyun oynuyorum , kendimce sorularıma birçok cevap düşünüp doğru olanı kestirmeye çalışıyorum... Zamanı geldiğinde senin ifşa ettiklerinle sağlamasını yapıp doğru olana ne kadar yaklaştığımı görmek istiyorum :)

     Bakma sen güldüğüme , bakma kelimelerimin çokluğuna , yüreğimden gelen uğultular bunlar aslında ... Sen bir tek sözüme kulak as..!

     Diyorum ki ; "Korkuyorum!"

     Derin diye düşündüğüm denizin sığ bir göl çıkmasından...

     Işığımızın sönmesinden yada parlaklığını kaybetmesinden...

     Birbirimizi erkenden tüketmekten...

     Paylaşılacakları bitirmekten...
 
     Vel-hasıl ; birbirimizi yitirmekten...

     Korkuyorum cancağazım...

     Ben , yine , kaybetmekten , korkuyorum...


21.02.2012

     

     
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder