1 Mayıs 2012 Salı

Senin yaralarından daha küçük benim ellerim...




     Senin yaralarından daha küçük benim ellerim,
     Sarmaya güç yetiremedim sevgilim...
     Yaşanmışlıklarından ya da yaşanamamışlıklarından
     Daha küçük benim yaşım, Aşkım!
     Seni yakalamaya, peşinden koşmaya yok dermanım...

     Ben küçüğüm senin karşında belki ama yanında değil asla !
     Yan yana dursak, durabilsek atlatılacak bütün hepsi sırayla...
     Böyle bir ihtimal de yok !

     Rüyalarımda gördüğüm duvarları mavi boyalı ev yok mesela...
     Acıtan bu değil aslında ;
     Bunun hiç olmayacak ihtimali.
     İhtimaller üzerine bir hayat yaşama isteğimse inan hiç yok !

     Senin yaralarından daha küçük benim ellerim...
     Ben seni iyileştiremem sevgilim...

     Ben değil de şimdi sen git !
     Bu doğru bir zaman değil ...
     Sen git ; korkularını ve acılarını gümüş bir denize at,
     Arkana bile bakmadan yürü...
     Böyle gelebileceğin bir gün gel bana !
     Belki o gün bakacaksın yüzüme ve belki gözlerime...
     O zaman yaşarız ancak önünü arkasını düşünmeden
     Bu hayatın bize getireceklerini...

     En iyisi sen şimdi git sevgili !
     En iyisi beni sev öyle gel .
     Arkanda durup belini sıkıca kavrayabileceğim gün gel !
     Gözlerini kapattığında sevgimin sıcaklığından ve
     Güvenimin sonsuzluğundan başka bir şey düşünmeyeceğin gün gel!

     Şimdi git !
     Beni sev öyle gel .

     Mavi bir kelebek gibi
     Umut ve ışık saçarak
     Uçarak, koşarak ...

     Fazla bekletme olur mu sevgili ...
     İçimdeki umut çiçekleri solmadan
     Güneşler sönmeden
     Çocuklar evlerine dönmeden
     Sonbahara kalmadan
     Yeniden , yepyeni gel bana !
     Son bir bakışla , son bir 'doğuş'la gel...
     Hiç batmamaya söz ver öyle gel...


30.04.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder