Dışarıda yağan yağmurun tam kalbine doğru yavaşça ilerliyorken , gözlerimi diktiğim sabit noktadan ara sıra ayırıp yağmurdan nasibini almış ve sırılsıklam olmuş insanlara bakarken farkettim ki ; o an , kendimden başka herkesin yerinde olabilirdim...
Hissettiğim müthiş kendime acıma duygusuyla beraber vücudumdaki bütün kan sanki çekilmiş ve kaskatı kesilip uyuşmuş bir halde , beni ve davranışlarımı kontrol edemeyen beynime yeni yeni komutlar vermeye çalışıyordum . Hem de hiç alışık olmadığı cinsten ...
Hayatımda bugünkü kadar berbat bir gün daha geçirdim mi hatırlamıyorum . Ama şu var ki , öyle bir gün geçirmiş olsam dahi ; insanoğlu işte , unutuyor zamanla ve "en taze" yarasını "en acıtan" olarak ilan ediyor anında ... Biz bile nankörlük ediyorken kendi hatıralarımıza , geçmişimize ve belki de geleceğimize ... Başka birinden gördüğümüz nankörlüğe anlam vermekte neden zorlanıyoruz ki ..?
Neyse şimdi konuyu dağıtmayalım . Zaten bir dağıldım mı bir daha toparlamakta çok zorlanıyorum ki hala dağınık her yer, bıraktım kalsın öylece ... Toparlamaya çalışmak kadar zor ve yıpratıcı bir çaba daha yok bu hayatta...
Diyorum ki bebeğim ... Bugün öyle bir gündü ki kendimden başka herkesin yerinde olmak istedim . Bugün kendimden kurtulmak istedim . Bugün belki sadece yanımda olmanı istedim , bugün belki sadece sessizliğini özledim ... Belki gözlerimi kapatıp göğsüne başımı yaslamayı , belki kokusunu içime çekerek avuç içlerinden öpmeyi diledim ... Belki ... Bugün ...
Bugün ne istedim , ne hissettim yada neyi özledim tam olarak kestiremesem de ... Bugün , kendimden başka herkesin yerinde olmayı çok ama çok istedim ...
28/05/2012
Masumiyet çağında kalsana hep.. Hani şu ellerinde rengarenk yüzlerce balon tutan çocuk coşkusuyla bakan gözlerindeki ışık kadar masum...
Düşünmesene artık acı veren hatıraları, kanatmasana tekrar tekrar kabuk bağlayan yaralarını..Bıraksana çocuk! Bıraksana artık ruhunun yakasını, uçursana yüreğini yıldızlara, özgürlük şarkını bağıra bağıra söylesene...Yanından geçip giden mahvolmuş hayatlara göz ucuyla bir bakıp hiç durmadan duraksamadan yürüyüp gitsene şu yollardan...
Bebeğim hadi kalksana yerlerden...Bağdaş kurup beklediğin bu dört yol ağzından kaçıp gitsene...Arkana bakmadan koşsana tüm gücünle.. Tüm özgüveninle tüm cesaretinle göğüslesene şu ipi...
Ne olur versene ellerini...Yok işte bak yok! Arkandan gelen hiç kimse yok artık beklemesene!
Hadi gitsene yoluna... Ne çok bekledin bu yolları şimdi de bu yollar bekler seni...Hadi değdirsene ayak izlerini...Ruhunun renksizliğini hızlıca atıp kaçsana zamansızlığın içine..
Hadisenee bebeğim hadi gelsene...
O çocuk masumiyetini de getirsene...
O masumiyetinle birlikte bu gece bize gelsene..!!!
27.05.2012
Gidin başımdan ; Umutlarım ... Soldurun renklerinizi , renksizliğin denizinde eriyin , küçülün , balıklara yem olun , yok olun ... Gözlerimi kamaştırmayın artık ...
Gidin başımdan ; Hayallerim ... Dibinize dinamit koyun , paramparça ufalın, dağılın benden uzakta her köşeye ... Beni heveslendirmeyin artık...
Gidin başımdan ; Şarkılarım , şiirlerim ... Silin sözleri , unutun tüm melodileri ; o cancağızın tam üzerine göre biçilmiş sözlerle çıkmayın karşıma ... O'nu hatırlatmayın bana ...
Gidin başımdan ; Gecelerim ... Çok siyahsınız ve çok acımasız ... Güneşleri O'na doğurup kendinizi bana getirmeyin ... Beni sarıp sarmalamayın artık ...
Gidin başımdan ; Rüyalarım ... Duvarlarını maviye boyadığımız o evde onun siluetiyle dans ettirmeyin yalnızlığımı ... Beni kandırmayın artık ...
Gidin başımdan ; Karabasanlarım ... Çok mu kolay gündüzlerim ki geceleri olanca gücünüzle beni sıkıyorsunuz , bunaltıyor , korkutuyorsunuz ... Artık rahat bırakın ...
Gidin başımdan ; Dostlarım ... Bırakın şurda , şuracıkta kıvrılıp uyuyayım ... Uyudukça unutur , uyanınca hatırlamam belki ... Beni tutmayın artık ...
Gidin başımdan ; Güzel günlerim ... Ben onsuz günlerin dışında bir gün bilmiyorum ; atın kendinizi şu günlerdir açık duran pencereden ... Kurtarın kendinizi benden ...
Gidin başımdan ; Kahkahalarım ... Gülmek yakışmaz artık , boş bakan başı boş kalmış bu bedene ... Gelmeyin artık benim yanıma , çalmayın kapımı bir daha ...
Gidin başımdan ; Yarınlarım ... Daha dünlerimle hesaplaşamadım , alacaklarımı toplayamadın ... Gelecekseniz O'nunla , O'nun güzel gülümseyişleriyle gelin ... Daha o yok görünürde , onun ellerinden tutmadan sakın gelmeyin ...
Gidin başımdan gidin !
Git başımdan "HAYAT"
O yokken nefes alacak kadar bencil olmadım !
Ben ondan bir an bile ayrı kalmadım ,
O yokken ben onu içimde sakladım,
O yokken ben günleri bile saymadım ...
Gel sevgilim !
Herkesi kovdum hadi çık gel !
Hadi aklımı bir kez daha çel !
'Zaman'sızlık içimde kocaman bir sel ...
Gülümseyişlerinle zamansızlığı del ,
Öyle gel !
Gel sevgilim !
Herkesi kovdum hadi çık gel !
Kimsem kalmadı masada henüz bir yudum almadığın şarabından başka ...
Hadi gel sevgilim ! Tüm kaybedişlerimize inat gel bu gece içelim aşka ...
05.05.2012
Senin yaralarından daha küçük benim ellerim,
Sarmaya güç yetiremedim sevgilim...
Yaşanmışlıklarından ya da yaşanamamışlıklarından
Daha küçük benim yaşım, Aşkım!
Seni yakalamaya, peşinden koşmaya yok dermanım...
Ben küçüğüm senin karşında belki ama yanında değil asla !
Yan yana dursak, durabilsek atlatılacak bütün hepsi sırayla...
Böyle bir ihtimal de yok !
Rüyalarımda gördüğüm duvarları mavi boyalı ev yok mesela...
Acıtan bu değil aslında ;
Bunun hiç olmayacak ihtimali.
İhtimaller üzerine bir hayat yaşama isteğimse inan hiç yok !
Senin yaralarından daha küçük benim ellerim...
Ben seni iyileştiremem sevgilim...
Ben değil de şimdi sen git !
Bu doğru bir zaman değil ...
Sen git ; korkularını ve acılarını gümüş bir denize at,
Arkana bile bakmadan yürü...
Böyle gelebileceğin bir gün gel bana !
Belki o gün bakacaksın yüzüme ve belki gözlerime...
O zaman yaşarız ancak önünü arkasını düşünmeden
Bu hayatın bize getireceklerini...
En iyisi sen şimdi git sevgili !
En iyisi beni sev öyle gel .
Arkanda durup belini sıkıca kavrayabileceğim gün gel !
Gözlerini kapattığında sevgimin sıcaklığından ve
Güvenimin sonsuzluğundan başka bir şey düşünmeyeceğin gün gel!
Şimdi git !
Beni sev öyle gel .
Mavi bir kelebek gibi
Umut ve ışık saçarak
Uçarak, koşarak ...
Fazla bekletme olur mu sevgili ...
İçimdeki umut çiçekleri solmadan
Güneşler sönmeden
Çocuklar evlerine dönmeden
Sonbahara kalmadan
Yeniden , yepyeni gel bana !
Son bir bakışla , son bir 'doğuş'la gel...
Hiç batmamaya söz ver öyle gel...
30.04.2012