1 Nisan 2012 Pazar

Sensizlik Depresyonunda Ruhun Kanat Çırpışları



     Hakkında hiçbir şey bilmemezliğimden besleniyorum .. Beni güçlü kılmasının yanı sıra daha bir insan oluyorum .. Tüm duyguları bir arada yaşayarak kendime şaşırarak geçiyor tüm vaktim .. Ve hayatım .. İsterse sonsuza kadar sürsün .. İstersen hiç tanışmayalım .. Diyorum ya , büyütüyorsun zaten beni bu da bana yetiyor .. Sanki " Tamam bu kadar yetti hadi çık gel !" desem koşup geleceksin .. Bak biraz önce gözlerimden akan yaşlar yerine şimdi bu düşünce beni güldürüyor ve ben yine şaşırıyorum tüm zıtlıkları ruhuma nasıl bir yetenekle yerleştirebildiğini düşünürken ..

     Sahi nedir bu ? "Büyümek" denilen olgu mu yoksa "Olgunlaşmak" denilen safha mı ? Düşünüyorum ,  -birçok gerekli gereksiz düşünceler- soruyorum , cevaplıyorum , yanıtsız kalıyorum , susuyorum , bağırıyorum , korkuyorum ; zıtlıklarımla bir demlik çay demleyip çözümsüzlüklerimi yudumluyorum sonra da üstüne üstlük yetmezmiş gibi bir dal sigara yakıp seni içime çekiyorum .. Seni unutması için zihnime bir an bile izin vermiyor ,  senli hayaller kurmayı hiç ama hiç ertelemiyorum ..

     Ne yapayım işte ..? Sen yokken ben böyle yaşıyorum ancak böyle nefes alabiliyorum .. Sen buna ne dersen de ben bunu "Sensizlik Depresyonunda Ruhun Kanat Çırpışları" olarak adlandırıyorum ... Aslında biliyorum insanlar bu durum için farklı bir yaklaşımla argo bir terim kullanıyorlar .. Ama ben bunu hiç tasvip etmiyorum :)

     Onlar bilmez ki .. Kime ne diyebilirim ki .. Sana bile duyuramıyorken sesimi kime neyin açıklamasını yapabilirim ki .. Açıkçası hiç de gerek duymuyorum .. Ama şu var ki benim yaptığım gibi herkes de benim ne yaptığımla ilgilenmese işim daha kolaylaşacak .. Sensizlik takviminden bir yaprak daha koparırken ruhumun nasıl ezildiğini izleyen meraklı gözlerden bıktım çünkü ..  

     Aslında ben onların ezilmişliğine bakarak onlara acıyorum da onlar kendi dünyalarında beni çekiştirip dururken farkına bile varamıyorlar küçülmüşlüklerinin .. Onlar merakla ağzımdan bir tek
kelime çıkacak diye beklerken ben ketumluğumla alaya alıyorum onları...
    
     "Sana bir şey soracağım .." diye geliyorlar yanıma ,  sorularını arka arkaya diziyorlar önüme ,  sonra da hak etmişliklerine inandırıp kendilerini benden kendilerini tatmin edecek cevaplar bekliyorlar ben de sadece dudağımın kenarında çakılı kalan yarım bir gülüşle bakıyorum suratlarına .. Ama onlar anlamıyorlar ne demek istediğimi ..

     Sorup duruyorlar , bıkmadan , günlerce , gecelerce ... Çok yoruldum inan çokça yoruldum ... Kendimce cevaplar ararken , bu karanlık dehlizlerde yolumu karanlık sokaklara sapar buluyorum ... Tutup geri çeviriyorum önüne duruyorum .. Çok zorlanıyorum sevgili çokça tökezliyorum ... Her defasında senin kapına yöneliyorum , kendimi sana giden yoldan son anda çeviriyorum ama yapamıyorum işte.. 

     Hadi bir kere de ben sormadan söyle ..! 

     Hem şu insanlara verecek bir cevap olsun hem de kendi içine dönen bu sarmal yoldan beni çekip alacak kadar sahici ve ikna edici ... 

     Hadi bir kere de ben susmadan anlat ..!

     Tabi ki her zamanki gibi susma hakkını sonuna kadar kullanabilirsin  ama sen yine de bir solukta kısa ve net cevapla benim cevap bulamadığım insanların cevap beklediği ağırlığıyla omuzlarımı düşüren yüreğime çöreklenen şu katran karası soruyu ..


    Ben burada sana bunları yazarken ; sen nerede neler yaşıyorsun ...???


Tarih : 02.04.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder